Objektif olabilmek bir olayı bir durumu
değerlendirmek açısından çok çok önemlidir.
Eğer konuya nesnel bir bakış
açısıyla yaklaşıyorsanız daha sağlıklı bir değerlendirme yapabilirsiniz...
Ancak
bu yazıda objektifliği, bilimselliği, sayısal verilerle gerçekçi bir
değerlendirmeyi bir kenara bırakacağız... Tamamen duygusal olacağız.
Kendimize söz verelim, bu yazıya bir
taraftar gibi (rengi ne olursa olsun) kandıralan bir insan gibi (yaşı da fark etmez) yaklaşacağız...
Ersun Yanal, kariyeri Türk teknik adamlara göre hiç fena
sayılamayacak düzeyde... Künyesine baktığınızda Trabzonspor, Türk Milli
Takımı, Eskişehir gibi takımlar var. Geçmişte oynattığı futbola baktığınızda ise
hücumu düşünen, korkmayan bir Yanal var-dı...
Elbette Aykut Kocaman
'gönderildikten' sonra Ersun Yanal tercih edilirken; CV'sinde yazan bu
özelliklere bakıldı ve karar verildi. En başta herkes gibi ben de umutlandım.
Ersun hocanın futbol zihniyetinden çok maalesef ki sözlerinden
etkilendim-etkilendik. Büyük takım havasımıdır bilinmez; Ersun Yanal imza
atarken "Ya şampiyon yapar ya da giderim" demişti. Sözleşme süresini de buna
paralel 1 yıl olarak belirlemişti. Bu aynı zamanda özgüven göstergesiydi. Daha doğrusu öyle gördük görmek istedik.
Ancak Ersun Yanal'ın sözü de uygulaması da kağıt üzerinde kaldı, sahaya henüz bir şey yansımadı. Haa daha zaman var diye düşünüyor olabilir ama o zaman da hedefsiz bir FENER elinde nereye gider bilinmez...
İddialı olmak güzeldir ancak karşısındaki kitleyi de düşünmek gerekir.
Eee şimdi ben kandırıldığımı hissediyorum... Kim inandıracak beni...
Ersun Yanal mı?
Aman hocam SUS... Lütfen SUS... Gözlerin konuşsun :)))
YAZAR: ERDEM AKBAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder